2 Kasım 2013 Cumartesi

TÜRKİYE IŞILDADIKÇA NEOCONLAR KARARIYOR

TÜRKİYE IŞILDADIKÇA NEOCONLAR KARARIYOR

Son bir süredir Türkiye’nin uluslararası sahnede çokça konuşulan, tartışılan bir süreçte  olduğunu biliyoruz.. Öyle ki, dünya kamuoyuna yön veren ve Batı’nın bir nevi “sesi” olan yayın grupları Türkiye’yi dillerinden hiç düşürmez oldular..

Türkiye konusunda 2 tür haberin yapıldığı dikkat çekiyor..

1)      Türkiye’nin son 10 yıl içinde gerçekleştirdiği ekonomik dönüşüm ve demokratikleşme, derin devletin vesayet rejimiyle mücadele etme konusunda attığı önemli adımlar ve Türkiye’nin küresel sahnede güçlü ve etkin bir aktör olarak yer almaya başlaması
2)      Türkiye’nin bölgesel sorunlar, komşularında ve bölgede yaşanan olumsuz siyasi ortam, savaşlar, krizlerle beraber anılıp, Türkiye’nin iç dinamiklerine ve kurumlarına ilişkin sansasyon çıkaracak haber trafiğinin oluşturulması

Birbirine zıt gibi görünen bu haber silsilesi esasında Türkiye’nin içinde bulunduğu gerçekleri doğrudan yansıtır.. Bir yandan hızlı yükseliş, ekonomik, siyasi, demokratik, kültürel, bilinçsel ilerleme; öte yandan sürekli etrafında ve içinde yürütülen ciddi güç ve hakimiyet mücadelesi ve bu mücadelenin bir neticesi olarak ortaya çıkan Şahin Neocon kanadın Türkiye’nin hızını kesme çabası.

Türkiye’nin bir süredir içinden geçtiği gelişmelere bir göz atarsak;

-          Türkiye ekonomisi son 10 yılda 3.5 kata yakın artarak 230 milyar dolardan 786 milyar dolara çıktı
-          Türkiye Dünya’da 26. Ekonomiden 17. Ekonomi durumuna geldi
-          Yüzde 77'ye varan enflasyon oranı bugün %4,6’lık seviyelere indirilebildi
-          Ocak 2012’de Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda hemen tüm oturumlarda Türkiye’nin Avrupa ülkeleri kriz halindeyken krizekarşı dirençli başarısı konuşuldu
-          14 Mayıs 2013 tarihinde IMF borcunun son taksidi ödenerek, Türkiye IMF’ye borcu olan ülkeler listesinden çıkmıştır
-          Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları (Moody’s, Fitch) birer birer Türkiye’nin notunu "yatırım" seviyesine (investment grade) yükseltti
-          AB’nın açıkladığı son Türkiye ilerleme raporunda en olumlu kısım ekonomik gelişmeye ayrılmışken, Türkiye’nin artık istenilen Pazar ekonomisi düzeyinde olduğu kaydedildi ve ayrıca Türkiye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı demokratikleşme paketlerinin memnuniyetle izlendiği belirtildi
-          Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim son Ekim 2013’teki 5. İzmir İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmasından: "..Türkiye, 2023 için ortaya koymuş olduğu son derece önemli hedeflerle bu yolda yürüdüğünü göstermektedir, makroekonomik yönetimde ve yapısal reformlarda son derece kayda değer gelişme kaydetmiştir.. Türkiye'nin ekonomi ve kalkınma alanında kaydettiği başarıları, dünya politikaları şekillenirken paylaşıyor olması büyük bir önem taşımaktadır.

Türkiye sadece ekonomik olarak değil, düşünsel ve bilinçsel düzeyde de önemli gelişme sağlamaktadır ve bu şekilde özgürleşme, demokratikleşme, daha öncelerde vesayet yaklaşımıyla halkın ve bireylerin değerlerine konan kısıtlama ve yasaklardan tek tek kurtulmaktadır. Şüphe yok ki, bu demokratikleşme çabası son derece geniş ve ülkenin her yaşam alanına dokunan detaylı ve uzun vadeli, en önemlisi kararlı bir çaba gerektirmektedir. Bugün ise, bu çabanın yavaş yavaş sonuç vermeye başladığı  günleri görüyoruz.

Atasözümüzün dediği gibi; “İşleyen demir ışıldar”.. Demokratikleşme ve özgürleşmedeki kararlılığından vazgeçmedikçe, Türkiye ışıldamaya devam da edecektir..

Ve yine dünyadaki organize Neocon lobisinin Türkiye’ye karşı başlattığı kampanyaya bakılırsa, Türkiye’nin doğru yolda olduğu anlaşılır..

İşleyen Türkiye’nin ışıldaması:
§  Ortadoğu’yu kontrol altında tutmak isteyen,
§  Türkiye’nin başarı örneğinden Türk ve İslam dünyasının faydalanmasını ve böylelikle Türkiye’nin liderliğe yükselmesini istemeyen,
§  Türk ve İslam dünyasının tek bir ülkü ve ortak amaç bayrağı altında birleşmesinden çekinen,
§  bunun için İslam dünyasına ayrılık tohumlarını, yapay çatışma araçlarını serpen,
§  diktatörleri ve onların kanlı rejimlerini destekleyen,
§  İslamofobi’yi Batı kamuoyunda Müslümanlara karşı bir çekince oluşturmak için kullanan ve İslamofobi’yi desteklemek için terör örgütlerine el altından destek veren,
§  Dünyadaki Müslümanları mezhep çatışması ve etnik sorunlarla bölmeye çalışan,
§  bağnazlık ve hurafeyi yayan sözde dini liderlerle gizli anlaşmalar yapan

yapıyı rahatsız etmiş olacak ki, İsrail derin devleti olsun, ABD’deki Neocon’lar olsun bunlara yakınlığıyla bilinen yayın organları ‘istihbarat savaşlarına’ girişerek Türkiye’nin imajını zedeleyici  ve müttefiklerimizle ara bozucu yayın taktiğini geliştirmişlerdir.

Ne var ki, tüm bu çabalara rağmen, Türkiye’nin dövülen ve işleyen demir gibi parıldamasını sağlayacak olan önemli gücü var. Başta maneviyatıyla, aklıyla, ahlakıyla, hoşgörü ve sevgi kültürüne bağlılığıyla, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Sünnisi, Alevisi, Süryanisi, Ortodoksu ve Musevisiyle tek yürek olan halkımız bizim en ayrıcalıklı gücümüzdür.  Bu halkımızın ilerleme, eğitim, kültür, sanat, bilim, teknoloji, özgürlüklerin sağlanması, hoşgörünün yerleşmesi, derin devletin ve terörün bitirilmesi, demokrasinin evrensel ve ahlaki standartlar çerçevesinde yaşamımızın her alanına işlemesi konusunda göstereceği çaba ve kararlılık, Türkiye’nin hızının kimse tarafından kesilememesini sağlayacaktır.

Bu gücümüzle ne İslamofobi, ne derin oyunlar, ne de terör içimize yerleşip bizi yıkma alanını bulamayacaktır. Aksine milletimizin İslam’ı barış, modernlik, hoşgörü ve ilim içinde yaşatması tüm Dünyaya İslam’ın referansı olup, derin ittifakların kirli oyunlarını boşa çıkaracaktır.
 


Ferda Özcan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder