TÜRKİYE IŞILDADIKÇA NEOCONLAR KARARIYOR
Son bir süredir Türkiye’nin uluslararası sahnede çokça
konuşulan, tartışılan bir süreçte
olduğunu biliyoruz.. Öyle ki, dünya kamuoyuna yön veren ve Batı’nın bir
nevi “sesi” olan yayın grupları Türkiye’yi dillerinden hiç düşürmez oldular..
Türkiye konusunda 2 tür haberin yapıldığı dikkat çekiyor..
1)
Türkiye’nin son 10 yıl içinde gerçekleştirdiği
ekonomik dönüşüm ve demokratikleşme, derin devletin vesayet rejimiyle mücadele
etme konusunda attığı önemli adımlar ve Türkiye’nin küresel sahnede güçlü ve etkin
bir aktör olarak yer almaya başlaması
2)
Türkiye’nin bölgesel sorunlar, komşularında ve
bölgede yaşanan olumsuz siyasi ortam, savaşlar, krizlerle beraber anılıp,
Türkiye’nin iç dinamiklerine ve kurumlarına ilişkin sansasyon çıkaracak haber
trafiğinin oluşturulması
Birbirine zıt gibi görünen bu haber silsilesi esasında
Türkiye’nin içinde bulunduğu gerçekleri doğrudan yansıtır.. Bir yandan hızlı
yükseliş, ekonomik, siyasi, demokratik, kültürel, bilinçsel ilerleme; öte
yandan sürekli etrafında ve içinde yürütülen ciddi güç ve hakimiyet mücadelesi
ve bu mücadelenin bir neticesi olarak ortaya çıkan Şahin Neocon kanadın
Türkiye’nin hızını kesme çabası.
Türkiye’nin bir
süredir içinden geçtiği gelişmelere bir göz atarsak;
-
Türkiye ekonomisi son 10 yılda 3.5 kata yakın
artarak 230 milyar dolardan 786 milyar dolara çıktı
-
Türkiye Dünya’da 26. Ekonomiden 17. Ekonomi
durumuna geldi
-
Yüzde 77'ye varan enflasyon oranı bugün %4,6’lık
seviyelere indirilebildi
-
Ocak 2012’de Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik
Forumu’nda hemen tüm oturumlarda Türkiye’nin Avrupa ülkeleri kriz halindeyken
krizekarşı dirençli başarısı konuşuldu
-
14 Mayıs 2013 tarihinde IMF borcunun son taksidi
ödenerek, Türkiye IMF’ye borcu olan ülkeler listesinden çıkmıştır
-
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları
(Moody’s, Fitch) birer birer Türkiye’nin notunu "yatırım" seviyesine
(investment grade) yükseltti
-
AB’nın açıkladığı son Türkiye ilerleme raporunda
en olumlu kısım ekonomik gelişmeye ayrılmışken, Türkiye’nin artık istenilen
Pazar ekonomisi düzeyinde olduğu kaydedildi ve ayrıca Türkiye’nin
gerçekleştirmeye çalıştığı demokratikleşme paketlerinin memnuniyetle izlendiği
belirtildi
-
Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim son Ekim
2013’teki 5. İzmir İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmasından: "..Türkiye, 2023 için ortaya koymuş olduğu son derece
önemli hedeflerle bu yolda yürüdüğünü göstermektedir, makroekonomik yönetimde ve yapısal reformlarda son
derece kayda değer gelişme kaydetmiştir.. Türkiye'nin ekonomi ve kalkınma alanında kaydettiği
başarıları, dünya politikaları şekillenirken paylaşıyor olması büyük bir önem
taşımaktadır.”
Türkiye sadece ekonomik olarak değil, düşünsel ve bilinçsel
düzeyde de önemli gelişme sağlamaktadır ve bu şekilde özgürleşme,
demokratikleşme, daha öncelerde vesayet yaklaşımıyla halkın ve bireylerin
değerlerine konan kısıtlama ve yasaklardan tek tek kurtulmaktadır. Şüphe yok
ki, bu demokratikleşme çabası son derece geniş ve ülkenin her yaşam alanına
dokunan detaylı ve uzun vadeli, en önemlisi kararlı bir çaba gerektirmektedir.
Bugün ise, bu çabanın yavaş yavaş sonuç vermeye başladığı günleri görüyoruz.
Atasözümüzün dediği gibi; “İşleyen demir ışıldar”.. Demokratikleşme
ve özgürleşmedeki kararlılığından vazgeçmedikçe, Türkiye ışıldamaya devam da
edecektir..
Ve yine dünyadaki organize Neocon lobisinin Türkiye’ye karşı
başlattığı kampanyaya bakılırsa, Türkiye’nin doğru yolda olduğu anlaşılır..
İşleyen Türkiye’nin
ışıldaması:
§
Ortadoğu’yu kontrol altında tutmak isteyen,
§
Türkiye’nin başarı örneğinden Türk ve İslam
dünyasının faydalanmasını ve böylelikle Türkiye’nin liderliğe yükselmesini
istemeyen,
§
Türk ve İslam dünyasının tek bir ülkü ve ortak
amaç bayrağı altında birleşmesinden çekinen,
§
bunun için İslam dünyasına ayrılık tohumlarını,
yapay çatışma araçlarını serpen,
§
diktatörleri ve onların kanlı rejimlerini
destekleyen,
§
İslamofobi’yi Batı kamuoyunda Müslümanlara karşı
bir çekince oluşturmak için kullanan ve İslamofobi’yi desteklemek için terör
örgütlerine el altından destek veren,
§
Dünyadaki Müslümanları mezhep çatışması ve etnik
sorunlarla bölmeye çalışan,
§
bağnazlık ve hurafeyi yayan sözde dini
liderlerle gizli anlaşmalar yapan
yapıyı rahatsız etmiş olacak ki, İsrail derin devleti olsun,
ABD’deki Neocon’lar olsun bunlara yakınlığıyla bilinen yayın organları
‘istihbarat savaşlarına’ girişerek Türkiye’nin imajını zedeleyici ve müttefiklerimizle ara bozucu yayın
taktiğini geliştirmişlerdir.
Ne var ki, tüm bu çabalara rağmen, Türkiye’nin dövülen ve
işleyen demir gibi parıldamasını sağlayacak olan önemli gücü var. Başta
maneviyatıyla, aklıyla, ahlakıyla, hoşgörü ve sevgi kültürüne bağlılığıyla,
Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Sünnisi, Alevisi, Süryanisi, Ortodoksu ve
Musevisiyle tek yürek olan halkımız bizim en ayrıcalıklı gücümüzdür. Bu halkımızın ilerleme, eğitim, kültür, sanat,
bilim, teknoloji, özgürlüklerin sağlanması, hoşgörünün yerleşmesi, derin
devletin ve terörün bitirilmesi, demokrasinin evrensel ve ahlaki standartlar
çerçevesinde yaşamımızın her alanına işlemesi konusunda göstereceği çaba ve
kararlılık, Türkiye’nin hızının kimse tarafından kesilememesini sağlayacaktır.
Bu gücümüzle ne İslamofobi, ne derin oyunlar, ne de terör
içimize yerleşip bizi yıkma alanını bulamayacaktır. Aksine milletimizin İslam’ı
barış, modernlik, hoşgörü ve ilim içinde yaşatması tüm Dünyaya İslam’ın
referansı olup, derin ittifakların kirli oyunlarını boşa çıkaracaktır.
Ferda
Özcan
Twitter: https://twitter.com/FerdaOzcan
E-mail: m.ferda.ozcan@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder