SEVGİ TOPLUMUNU YIKABİLECEK HİÇBİR DARBE
YOKTUR
Devletlere ve aslında
onların toplumlarının geleceğine karşı yapılan iki darbe türü vardır; biri
silahlı kuvvetlerce bir anda, diğeri yıllarca devam eden bir süreçte, o
toplumun değerlerini, kültürünü, inançlarını, birliğini, fikri yapısını istenen
yönde değiştirerek yapılır. Bunun için de, eğitim sistemine nüfuz etme, medya
kanalları, akademik çevreler ve ekonomiye müdahalelerle yapılır.
Ne var ki bu iki darbe türü de uzun süre hazırlanır,
planlanır, bunun için büyük anlaşmalar yapılır, derin, belki yan yana fikren
getiremeyeceğimiz odakların fiilen ittifakları kurulur.
Bu darbelere hazır olmayan, özellikle fikri ve manevi
açıdan zayıf olan toplumlar kolay dönüşür, kurulan komplo ve provokasyonların
tuzağına çok daha kolay düşer.
Bu yüzden de, bir devlet, toplum veya bir bölge etki altına alınmak istendiği
zaman, ilk hedef alınan şey o toplumun birliğini ve gücünü oluşturan değerleri
olur.
SEVGİ TOPLUMU
Bir ülke düşünün, o ülkenin en büyük kentinden en ufak
kasabası ve köyüne kadar sokakları cıvıl cıvıl, tertemiz, her yer bakımlı,
yeşil, çiçeklerle, heykellerle, ağaçlıklarla süslenmiş, parkları fıskiyelerle,
göletlerle, çeşmelerle donatılmış, her ev birer mimari eser gibi özenle
yapılmış, ışıklandırılmıştır.
O ülkenin insanları huzurlu ve pozitif, herkes birbrine
karşı son derece saygılı ve sevgi dolu. Her sabah birbirini tanımayan insanlar
bile bakkalda, fırında, kafede karşılaştıklarında gülümseyerek selam verir ve
birbirine hayırlı işler diler. Her dile, her renge, her mezhebe, her dine
burada yer var ve bu ülkedeki insanların birbirine sevgisi herkesin huzurunun
teminatıdır. Hiçkimsenin aklına diğerini, konuştuğu dil, giydiği kıyafet,
kıldığı ibadet veya kılmadığı ibadet veya sahip olduğu inanç yüzünden dışlamak,
kınamak, hor görmek gelmez.
Bu hoşgörü, bu tahammül, bu saygı, birlik-beraberlik içinde
huzurlu yaşamanın temelidir ve bu temelin değeri öyle yüksektir ki, böyle
toplumda hiçbir şiddet düşüncesi, şiddetin, terörün çağrısını, eğitimini,
propagandasını yapan, toplumu parçalara bölüp karşıt fikirler doğurtan hiçbir
plan, hiçbir örgüt yaşama ve kök salma sahasını bulamaz.
Bir toplumun sevgi toplumu olmasını, yüksek değerlere,
yüksek kültüre, kaliteli eserlere, mimariye, sanata sahip olmasını sağlayacak
düşünce sistemi inancın sağlamlaştırılmasıyla mümkün olur. Sevgi toplumunun teminatı olabilecek herşey ise Kuran-ı
Kerim ahlakında var.
İslam sevgiyi, her düşünceye saygıyı, yüksek akli, fikri ve manevi değerleri
pekiştiren, bir yaşam tarzı, bir düşünce sistemidir. Yobazlık, bağnazlık,
kalitesiz karanlık yaşam, şiddet, bilimden, kaliteden, sanattan uzak duruş,
toplumun tam üyesi olan kadını toplumdan dışlama ve ezme anlayışı - bunlar
Kuran ahlakıyla, dolayısıyla İslam’la asla bağdaşmayan düşünce sistemleri olup,
İslam’ın doğru anlatılmaması, eğitilmemesi, eksik bilinmesinden
kaynaklanmaktadır.
DARBELERE KARŞI KORUNMAK...
Yukarıda bahsettiğim sevgi toplumu modeline kavuşmamız,
bizi her zaman için her iki darbe, derin yıkım planları, bölücü politikalar ve
asimile etme stratejilerine karşı bir kalkan gibi koruyacaktır.
Çünkü ruhlarında birbrine Bir Yaradan’dan yaratılmış
olmanın bilinci ve sevgisiyle bağlı olan insanlar, kendiliğinden her bölücü
propaganda, fikri ayrılık komplosu, şiddet senaryolarına karşı bilinçli duracak
ve oyunların içine çekilemeyecektir.
İslamiyet’i her haliyle iyi bilen, iyi anlayan insanlar,
toplumun her kesimine büyük şefkatle, saygıyla, kucaklamayla yaklaşacak ve bu
toplumsal iletişim, domino etkisiyle tüm toplumda olumlu bir havanın
yeşermesine neden olacaktır.
Psikoloji biliminden de bildiğimiz üzere, pozitifliğin
hakim olduğu ortamlarda daima başarı olur. Bu yüzden böyle bir sevgi ve
pozitiflik toplumunda ekonomi güçlenir, herkese kazanç sağlama imkanları
açılır, toplumsal ahlak düzelir, ahlaksızlıklar kendiliğinden o toplumdan
elimine edilir, suç örgütleri eleman kazanamayacakları için kendiliğinden erir
gider, bu arta kalan enerjiyle bilinçlenen genç nüfus kendini bilime, sanata, teknolojik
gelişime yönlendirir.
SEVGİ TOPLUMUNU KURMAK İÇİN NE YAPMALI ?
Sevgi, Allah’ın insanlık için yarattığı çok özel
mucizesidir aslında, çünkü oluştuğu her kalp ve ruh, hayata yepyeni pencereden
bakar ve o pencerede asla kötülük yoktur.
Sevgiyi, toplumumuzun ayrılmaz öz varlığı kılmak ise
elbette ki bir takım faaliyet ve çalışmaların yapılmasını gerektirir:
§
Çocuklarımız daha ilkokul sıralarından doğayı, canlılığı
sevmeyi öğretilmeli, bunu öğrenirken canlılığın ve doğadaki herşeyin nasıl var
olduğunu da öğrenmelidir.
§
Okul müfredatlarımız artık geçerliliğini yitiren
bilimselliği kanıtlanmamış, evrim gibi bilimsel hiçbir veriye dayanmayan teorilerden
arındırılmalı. Çocuklarımız derslerinde, “maymundan geldik”/ “doğal seleksiyon”
gibi kafa karıştırıcı tek tip konuları görmekten korunmalıdır. Bu teoriler
anlatılacaksa bile, karşılığında bilimsel destekli konularla Yaradılış ta
anlatılabilmelidir.
§
Çocuklarımızın ilkokuldan üniversiteye kadar sanat,
estetik, etik, kültür gibi branşlarda gelişmesi için her tür imkan
sağlanmalıdır.
§
Ahlak ve sevgi dersleri hem okullarda okutulmalı, hem
aileler de bu programın parçası olmalıdırlar.
§
Devlet, STK’ların da desteğini yanına alarak çeşitli
yayayın kuruluşları, TV, görsel, basılı ve sosyal medya aracılığı ve her tür
canlı etkinlikle şiddeti, bölünmeyi, terörü, anarşiyi, bozgunculuğu anlatan,
yayan ve propagandasını yapan fikri akımlara karşı anti-anlatımlar yapmalı. Bu
anlatımlar kuru ve soğuk değil, renkli resimli kitapçık ve broşür, video
yayınlar, kamu spotları ve belgeseller yoluyla olamlıdır.
§
Nüfusumuzun %99’unun dini inancı İslamiyet olması
sebebiyle, dileyen herkese “Bilimsel Kuran” öğrenme yolları açık olmalı, bunun
için böyle seçmeli dersler, kurslar teşvik edilmeli, dinin bilimle paralel,
doğru yorumla, yobazlığın yayılması önlenerek eğitimi sağlanmalıdır.
Topluma bu şekilde gelişim sağlama imkanı tanındığı zaman,
bu toplumun ruhu çelik gibi sağlam olur, toplumun ortak hedefi, ortak manevi
değeri, tehlikeli fikriyatlara karşı sağlam bilgisi ve en önemlisi birbirine
karşı sevgi ve saygısı olur.
İşte böyle bir toplum olabildiğimiz zaman, bizleri
bölebilecek, birbirine düşürecek, bizleri yıkacak hiçbir darbe ve darbe
girişimi asla başarılı olamayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder